Bizim maceramız Büyük şehirde yaşamdan sıkılıp elindeki parayı kırsala yatırıp para kazanma hevesiyle işe başlayanlar gibi olmadı. Bizimki toprağın kokusunu her yağmurda içimize çektiğimiz, her bahar çiçek kokularının ciğerlerimize işlediği köyümüzde, atalarımızın yetiştirdiği, sahip çıktığı kendi zeytinliklerimiz de başladı. Daha doğrusu zeytinin ve onun yarattığı kültürün içine doğduk. Atalarımızın ellerinin değdiğini bildiğimiz ağaçlarımıza dokunmanın, sahip çıkmanın gururuyla, saygısıyla yaptığımız işimizi biraz daha genişlettik sadece bu.

Binlerce yıldır bu topraklarda yetişen zeytinliklerimize karşı sorumluluğumuzu hiç kaybetmedik, bir tek zeytin tanesi kopartabilmek için gerekirse yere düştük, kutsal ağaca kutsal bağla bağlandık.
İşte bu bağla işimizi severek saygı duyarak yapıyoruz.